AV. FETHİ KAHRAMAN / AV. UĞUR HAKAN KAHRAMAN

0342 321 2717 - 0342 321 2716

Ödeme Yapmak için Tıklayınız

İLETİŞİM

BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA VE TAZMİNAT NE KADAR OLUR

Gaziantep Barosu Avukatı Uğur Hakan Kahraman


4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/1.maddesine göre boşanmada maddi tazminat, evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesi neticesinde, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesine göre, boşanmada manevi tazminat, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan olaya uygun miktarda bir ödenmesini isteyebileceği paradır.

Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilmesi için; talep eden tarafın kusursuz ya da diğer taraftan daha az kusurlu olması gerekir. Borçlar Kanunu’nda düzenlenen genel ilkelere göre açılan maddi ve manevi tazminat davası ile boşanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları farklı hukuki içerik ve usullere tabidir. Boşanmada maddi ve manevi tazminat davası; boşanma sebepleri konusunda kusursuz veya daha az kusurlu tarafça boşanmanın feri (yan) talebi niteliğinde çekişmeli boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi boşanma davası kesinleştikten sonra 1 yıl içinde de açılabilen kendine özgü bir tazminat davası türüdür.

Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Boşanmaya yola açan olaylar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası; boşanma davasını açan dava dilekçesiyle ya da bu davaya karşı davalı tarafından verilecek cevap dilekçesi ile açılabilir. Maddi ve manevi tazminat davası boşanmanın fer’i niteliğinde bir talep (ek talep) olduğundan boşanma davasının dava dilekçesi ya da cevap dilekçesi ile talep edilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu şekilde, yani boşanma davası dilekçesiyle veya cevap dilekçesiyle, talep edilen maddi ve manevi tazminat için ayrıca harç veya gider avansı alınmaz.

Dava ya da cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen maddi ve manevi tazminat talepleri, boşanma davası devam ederken de ayrı bir dava şeklinde açılabilir. Bu durumda ya davaların birleştirilmesine ya da boşanma davasının tazminat davası için bekletici mesele yapılmasına, yani boşanma davası bittikten sonra tazminat davasına devam edilmesine karar verilir.

Boşanma davasındaki vakıalar sebebi ile dava dilekçesinde ya da cevap dilekçesinde talep edilemeyen maddi ve manevi tazminat talepleri boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde ayrı bir dava şeklinde de açılabilir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m.178). Bu şekilde açılacak davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre davalının ikametgâhı mahkemesi olacaktır. Ayrıca bu şekilde açılacak davalar nispi harca tabi olacaktır.

Tarafların eşit kusurlu olduklarının mahkemece tespit edilmesi durumunda tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etme hakları bulunmamaktadır.

Boşanma Davasında Maddi Tazminat Şartları Nelerdir?

Boşanma davasında maddi tazminata karar verilebilmesi için genel tazminat davası ilkelerinden farklı olarak şu şartların birlikte gereçekleşmesi gerekir:

1. Boşanma kararı verilmiş olmalıdır.

Maddi tazminata hükmedilebilmesi için evliliğin boşanma kararıyla son bulmuş olması gerekir. Maddi tazminat davası, boşanma davasıyla birlikte boşanmanın eki niteliğinde açılabileceği gibi boşanma kararı kesinleştikten sonra bağımsız bir dava şeklinde de açılabilir. Hatta, boşanma davasıyla birlikte açılmamışsa boşanma davası devam ederken ayrı bir dava şeklinde açılarak boşanma davasıyla birleştirilebilir. Maddi tazminat, boşanma davasının eki niteliğinde açıldığında aile mahkemesi tarafından boşanma kararı verildiğinde maddi tazminata da hükmedilebilir. Boşanma davası açılmadan veya açılan boşanma davası reddedildiğinde maddi tazminata hükmedilemez.

2. Maddi tazminat talep edenin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir.

Boşanmada maddi tazminat, kusur esasını kabul etmekteyse de tazminat davasının genel kusur esaslarından farklı ilkeler uygulanmaktadır:

Daha fazla kusurlu eş, diğer eşten hiçbir şekilde maddi tazminat talebinde bulunamaz.

 Maddi tazminat talep eden eşin kusursuz olması halinde, diğer eşin az da olsa bir kusuru tespit edilmişse maddi tazminata hükmedilir.

 Maddi tazminat talep eden eş ile diğer eşin eşit kusurlu olması halinde maddi tazminata hükmedilmez.

Daha az kusurlu eş, diğer eşten maddi tazminat isteyebilir.

3. Maddi tazminat talep edenin mevcut veya beklenen menfaatlerinin “zarar görmüş olması” gerekir.

Boşanma davasında maddi tazminat, genel tazminat davalarındaki gibi “gerçek zararın belirlenmesi” ilkesine göre hareket edilerek belirlenmez. Aile mahkemesi, kusursuz ya da daha az kusurlu olan eş lehine maddi tazminata hükmederken öncelikle tazminat talep eden tarafın mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenip zedelenmediğini tespit edecektir. Boşanmada maddi ve manevi tazminat davasında “mevcut veya beklenen menfaat” şu anlama gelmektedir:

Taraflar evlenince evlilik dolayısı ile bazı menfaatler elde eder ya da elde etme ihtimalleri oluşur. Örneğin; erkek eşin, kadının geçimini sağlama, tarafların birbirlerinin sigortasından yararlanmaları, eşinin mirasından yararlanma ihtimali vardır. Boşanma sebebi ile bu menfaatlerden mahrum kalacak olan kusursuz ya da daha az kusurlu taraf diğer taraftan uygun bir maddi tazminat talep edebilir.

4. Maddi tazminat boşanma yüzünden istenmelidir.

Eşler, boşanma dışında nedenlerle birbirine tazminat davası açmışlarsa, bu davaya genel hükümlere göre bakılır. Eşlerin tazminat talebi, boşanma sebebine dayanmalıdır. Boşanma sebebi dışındaki tazminat istemleri aile mahkemesinde görülemez, genel mahkemelerde genel tazminat davası şeklinde açılmalıdır. Örneğin, işleri kötü giderek iflas eden kişi, iflasın evlilik içinde gerçekleştiğinden bahisle eşini de sorumlu tutarak bu nedenle eşinden maddi tazminat isteyemez.

Boşanmada Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır ve Ödenir?

Hâkim mevcut ya da beklenen menfaatleri değerlendirirken, tarafların yaşlarını, evlilik sürelerini, sosyal ve ekonomik durumlarını, sosyal güvenliklerinin olup olmadığını, yeniden iş bulma ya da yeniden evlenebilme ihtimallerini dikkate alarak bir hesaplama yapmalıdır.

Hâkim maddi tazminat miktarını belirlerken şu kriterleri dikkate alır:

 Tarafların ekonomik ve sosyal durumları,

 Fiilin ağırlığı ve kusur dereceleri,

 Paranın alım gücü,

 İhlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı,

 Hakkaniyet ilkesi.

Maddi anlamda durumu çok iyi olan taraf ile durumu kötü olan tarafın ödeyecekleri tazminat miktarı aynı olmaz. Aynı şekilde özel boşanma sebeplerinden birisinin varlığı (örneğin; zina, suç işleme, terk, hayata kast vs.) sebebi ile ağır (%100) kusurlu olan taraf ile genel boşanma sebeplerine göre kusurlu olan tarafın ödeyecekleri tazminat miktarı da aynı olmayacaktır. Zina yapan eşin ödeyeceği maddi tazminat, eşine hakaret ettiği için kusurlu kabul edilen eşin ödeyeceği maddi tazminattan çok daha yüksek olacaktır.

Hakim, maddi tazminatın toplu olarak ya da irat (örneğin, aylık ödeme) şeklinde ödenmesine karar verebilir. (TMK 176) İrat şeklinde ödenmesine karar verilen maddi tazminat, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölmesi ile kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın resmi olarak evli olmamasına rağmen fiili olarak başkası ile karı koca hayatı sürmesi ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda mahkeme kararı ile kaldırılabilir. (TMK 176)

Boşanma Davasında Manevi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?

Boşanmaya sebep olay olaylar sebebi ile kişilik hakları saldırıya uğrayan eş kusurlu olan diğer eşten uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK 174/2).

Boşanma davasındaki manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın huzursuzluğunu, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek ve manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır.

Boşanma davasında manevi tazminatın irat şeklinde ödenmesine karar verilemez (TMK 176/2). Manevi tazminat, toplu olarak ve tek seferde ödenmesine karar verilir.

Hakim manevi tazminat miktarını belirlerken, tazminat hukukunun genel esaslarının yanında tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, kusur ve derecesini, orantılılık ilkesini göz önünde bulundurur. Hakimin hükmedeceği tazminat miktarının bir tarafı zenginleştirmemesi gerektiği gibi diğer tarafı da fakirleştirmemesi gerekir.

Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Miktarının Belirlenmesi Ölçütleri

(HGK-K.2013/303)

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmedilen 20.000-TL maddi ve 20.000-TL manevi tazminat miktarının fahiş olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

Bu noktada, boşanma nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminat hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar vardır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/1.maddesi; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini…” hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince, maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır.

Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1.maddesi, genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir. Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan “gerçek zararın belirlenmesi” koşulu, Aile Hukukunda, Borçlar Hukuku’ndaki düzenlemeden farklıdır. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibarıyla burada gerçek zararı tam olarak belirlemek zordur. Bu özelliği nedeniyledir ki, yasa, menfaati zedelenene, uygun bir tazminat verileceğini açıklamıştır. Hakim, tazminat miktarını takdir ederken, kusurun ağırlığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, evlenme şanslarını, ortalama yaşam sürelerini, yaşam seviyelerini ve geçim koşullarını göz önünde tutarak, makul ve herkesçe kabul edilebilir bir miktar belirlemelidir. Kanun, mevcut veya beklenen menfaatin neler olduğunu göstermemiştir. Mevcut menfaatin belirlenmesinde ölçü, genel olarak evlilik birliğinin eşlere sağladığı yararlardır. Beklenen menfaatler de, evliğin devamı halinde eşlerden birinin diğerine gelecekte sağlaması muhtemel olan çıkarlardır.

Aile birliği, eşler arasında eşitliğe dayanır ( Anayasa m.41 ). Başka bir ifade ile eşler, evlilik birliğinde eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. Eşler, birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar ( TMK.m.185/3 ). Birliği beraberce yönetirler ( TMK.m.186/2 ). Evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar. ( TMK.m.186/3 ) Boşanma halinde eşlerden birinin, diğerine, emek veya malvarlığıyla sağladığı katkı ve desteği yitirmesi, yoksun kalınan bu desteğin maddi değeri kadar mevcut menfaatin ihlalidir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1.maddesinde maddi tazminat talebi için kadın ve erkek yönünden bir ayrım yapılmamıştır ( Hukuk Genel Kurulu’nun 24.10.2007 gün ve E:2007/2-787, K:2007/766 sayılı kararı ). Boşanma sonucu eş en azından diğerinin maddi desteğini yitirecektir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesine göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği öngörülmüştür. Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilmiş bir tatmin ( veya telafi ) şekli olup, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi halinde manevi tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların ekonomik - sosyal durumu dikkate alınmalıdır ( Kılıçoğlu, Mustafa:age., s.1053, 1376; Reisoğlu, Safa:age., s.197-198; Tekinay, S. Sulhi:age., s.261; Oğuzman, Kemal: age., s.655; Hukuk Genel Kurulu’nun 14.04.2010 gün ve E:2010/2-203, K:2010/220 sayılı ilamı ).

Eşe şiddet uygulanmasının TMK’nun 174/2 anlamında kişilik haklarına saldırı oluşturacağı her türlü duraksamadan uzak olduğuna ve dosya kapsamına, tarafların ekonomik durumlarına göre, verilen maddi ve manevi tazminat miktarı yerinde olup, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Gaziantep Barosu Avukatı Uğur Hakan Kahraman

Bilgi ve İletişim İçin 05056887467